Ölüm, insanlar için de hayatın sonudur. Bu son, geride kalan sevenleri için ise acıların başlangıcıdır. Ölen kişi artık cansız bir varlıktır. Yaşam belirtisi yoktur. Bu nedenle onun sizin yaptıklarınızdan veya ritüellerden haberi olmaz. Yaşayan sevenleri birbirlerine dayanışma göstererek acılarını paylaşırlar. Cenaze törenleri en çok da bu yanı ile insani değer taşır. Dualar, ilahiler ölene bir şey kazandırmaz.
Zeki Beşiktepeli’nin zamansız ölümü tüm sevenlerini üzmüştür. Yıllarca önce onu bir radyo programında dinlemiştir. CTP parti meclisi üyesi olduğu zamanda CTP de DP ile koalisyon ortağıydı. Gündem İTEM yasasıymış. Parti meclisinde İTEM yasasının yanlışlığını anlatan konuşmasından bahsederken şöyle demişti:” Ben konuşmaya başlayınca herkes salonu terk etti” Ne kadar konuşmuşsa ikna edememiş ve bugün Kıbrıs Sorunu’nun çözümünde karşımıza çıkan en büyük engelin oluşmasını sağlamışlardı. Zeki Beşiktepeli haklıydı. Onun haklılığı uluslararası hukuka dayanıyordu. Siyasi çıkar nedeniyle bu yasayı geçirenler bugünkü durumdan sorumludurlar.
Zaman geçtikten sonra CTP ile yollarını ayıran Hoca inandığı ilkler doğrultusunda düşüncelerini her platformda, her fırsatta anlattı, yazdı. Yalnız kaldığında bile yılmadan mücadele etti. Kimseye yaranmak için kıvırmadı. işinden oldu fakat dönek olmadı. Bu da ne kadar karakter sahibi ve ilkeli bir duruşu olduğunun en büyük kanıtıdır.
Zeki Hoca ile Federal Kıbrıs Hareketi’nin yönetiminde birlikte olmuştuk. O, her konuda konuşurken tezlerini mutlaka belgelere dayandırırdı. Toplantılara yanında getirdiği çantayla gelirdi. Bu çantada mutlaka konu ile ilgili doküman, kitap ve belgeler vardı. Konuşmasının bir yerinde mutlaka tezlerini destekleyen alıntıların hangi kitapta olduğunu sayfasına kadar söyleyebilirdi. Bilgi küpüydü. Boş konuşmazdı. Konuşmaya başlayınca onu durdurmak zordu. Derin bilgilerini paylaşırdı.
Seveni de vardı sevmeyeni de. Ölümünden sonra bu cesur yürek Kıbrıs sevdalısı için taziye mesajı yayınlamayan siyasi partiler dikkatimi çekti. Bırakın siyasi düşüncelerinizin uyuşmamasını insani değerlerimizi bile kişisel veya partisel çıkarlar nedeniyle terk edenler aramızdadır.
Benim bildiğim ve tanıma fırsatı buldum Zeki Hoca sosyalizmi bilimsel olarak öğrenmişti. Dini inancı olduğuna da sanmıyorum . Cenaze törenini ailesinin isteği üzerine dini ritüellere göre yapılmış olması onun mücadelesine ve inançlarına uymadan yapılmıştır.
Yeri doldurulamayacak büyük bir yurtsever ve sosyalisti kaybetmek elbette üzüntü kaynağıdır. O, bundan sonraki yapılanlardan haberdar olmayacak elbette. Bize düşen görev onun gibi, inandığımız yoldan dönmemek ve göremediği birleşik Kıbrıs’ı yaratmak olmalıdır.
YORUMLAR