Herkese merhabalar,
Bir psikoloji üyesi olarak bugünün önemine
dikkat çekmeden geçmemem gerektiğini düşünüyorum. İlk olarak tüm hocalarımın,
meslektaşlarımın, psikoloji adayı arkadaşlarımın psikologlar gününü kutluyorum.
İstediğimiz, ihtiyacımız olan haklarımızın bizlere verildiği psikologlar
günlerine ulaşmak ümidiyle.
Psikoloji alanı zaman zaman çok keyifli iken
zaman zaman da yorucu olabilmektedir. Tüm mesleklerin yorucu olduğu gibi
psikologların da yorulmasını abes karşılamamak gerekir. Ancak yorulduğu
zamanlarda bile o sınırını, o hassasiyetliği bozmamalı ve mesleğini en iyi
şekilde yapabilmek için gayret etmelidir. Gerçekten psikoloji üyesi olan
bireylerin bunlara dikkat ettiğini, özen gösterdiğinden eminim. Mesleğini
severek yapan ve alanımızı istismar etmeyen tüm meslektaşlarıma teşekkür
ediyorum. Bunun dışında bizi en çok yoran konulardan birisi mesleğimizi
istismar eden bireylerin olmasıdır. Psikoloji lisansını bitirmeden kendilerini
psikolog olarak tanımlaması, psikoloji lisansı olmadan psikoloji yüksek lisansı
yapan bireyler, yaşam koçları vs. alanımızı istismar edip bizleri zora
sokmaktadır. Biz gerçek psikoloji üyeleri bu durum ile mücadele ediyoruz ancak
bir meslek yasamızın olmaması mücadelemizin ötesine geçmemize engel oluyor.
Bunun dışında kendi içimizde de alanımızı istismar eden psikoloji lisanslı
bireyler bulunmaktadır. Bunlar bizi daha da üzmektedir. Kendi içimizde birlik, bütünlük
olmasını istiyoruz. Olan kesimler de ve ancak böyle ayrışmalar da meydana gelmektedir.
Tüm bunların dışında psikologların da bir
insan olduğunu, onların da duyguları, düşünceleri, fikirleri olduğunu unutmamak
gerekir. “Sen psikologsun buna mı takıldın?”, “Senin derdini de ben mi
çözeyim?” gibi gibi sanki bizlerin duygu ve düşünceleri olamazmış gibi
kalıplaşmış cümleler ile sıkça karşılaşmaktayız. Bu durum bizi üzmekte ve
yormaktadır. Umarım bu konu da en kısa zamanda anlaşılırız.
Bunun dışında son dönemin pandemi sürecinden
ciddi bir sağlık sorunu ile karşı karşıyayız. Bu dönem de sağlık çalışanlarına
büyük bir iş düşerken, biz psikologların da yükünün arttığını göz ardı etmemek
gerekir. Yapılan araştırmalarda bu dönemle birlikte depresyon, kaygı, okb gibi
rahatsızlıklar da artış olduğu bulunmuştur. Bu bozukluklar dışında bireyleri
ciddi anlamda strese sokmuştur. Bireylerin psikolojileri olumsuz etkilenirken
psikologların rahat olduğunu, oturdukları yerden iş yaptıklarını söylemek hiç
doğru değildir. Bizler mesleğimizi severek yapıyoruz, insanlara faydalı
olabilmek adına çabalar gösteriyoruz. Bireylere yardımcı olabilmek için önce
onlar ile bir bağ kuruyor, sonra onları rahatsız eden durumlar üzerine konuşup,
çözümler üretmek için çaba sarf ediyoruz. Bireyler ile neler konuşulduğu, o
terapi seansların da neler olduğunu sadece biz ve danışanımız bilebilir.
Gizlilik kuralımızı ihlal etmeyiz ama sadece şunu söyleyebiliriz ki hiçbir şey
dışardan göründüğü gibi değil. Hiçbir sıkıntısı yokmuş gibi görülen insanların
büyük sıkıntıları olabiliyor. İşimiz dışardan kolay gözüküyorsa eğer bu söylenenlerin
dikkate alınması gerekiyor. Umarım ilerleyen zamanlarda bizlere karşı olan
önyargılar azalır, hatta tamamen ortadan kalkar. Bu konuyu daha çok
uzatabilirim ancak burada kısa kesmek durumundayım.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Hoşçakalın, sağlıcakla kalın…
10 Mayıs Psikologlar Günü Kutlu Olsun.
YORUMLAR