Herkese merhabalar,
Bağlanma kuramı ilk olarak Bowlby
tarafından ortaya atılmış bir kuramdır. Bowlby’e göre insan yavrusu doğduğu
andan itibaren onu destekleyici ötekilerle (bağlanma figürleri) çocuğun
yakınlığını sağlayacak davranış repertuvarı ile doğar. Bu figürler çocuğu
fiziksel ve psikolojik tehditlere karşı korur, çevresini güvenli bir şekilde
tanımasına olanak sağlar ve çocuğa ilerleyen yaşlarında içselleştireceği duygu
regulasyonunu sağlar. Çocukların doğuştan sahip oldukları bu davranış
repertuvarı yetişkinlik döneminde de etkin bir haldedir. İhtiyaç durumunda
bireyin yakınlık kurma ve arama davranışlarını belirler. Bu kurama göre bir
bireyin bağlanma figürü olabilmesi için 3 önemli fonksiyonu olmalıdır. Bağlanma
figürü olacak kişi ihtiyaç anında yakınlık kurmak istenen kişidir. İstenmeyen
ayrılıklar, sıkıntı, karşı çıkma ve yeniden bir araya gelme arzusuna yol
açmaktadır. Bağlanılan kişi güvenli bir sığınak olarak algılanmaktadır; ihtiyaç
olduğunda rahatlatan, destekleyen ve koruyan kişidir. Kişinin kendisini ve
çevresini tanıyabilmesi için, risk alabilmesi için güvenli bir dayanaktır.
Çocukluk döneminde iken bu kişiye yakınlık kurmak için ağlama ve vücut dili
etkin olarak kullanılırken, yetişkinlikte ise sözlü ve yazılı bir şekilde bu
kişi ile yakınlık kurulabilir ( Maraş, 2015 ) .
Temel olarak Güvenli ve Güvensiz
bağlanma olmak üzere 2 bağlanma stilinden söz edilmektedir.
Güvenli Bağlanma: Çocuğun duygu ve
ihtiyaçlarına önem veren, çocuğun ihtiyacı olduğunda yerinde ve zamanında cevap
veren ebeveyne karşı geliştirilen bağlanma stilidir. Bakım veren ve çocuk
arasında duygusal sıcaklığın hissedilebildiği, çocuğun ihtiyacı olan şefkatin
gösterildiği bağlanma stilidir.
Güvensiz Bağlanma: Bu bağlanma türü
ise güvenli bağlanma stilinin tam tersi çocuğun ihtiyaçlarına zamanında ve
yerinde cevap verilmemesi sonucunda geliştirilen bağlanma stilidir. Bu bağlanma
stilinde bakım veren ve çocuk arasında duygusal sıcaklık yoktur ve çocuğun
ihtiyaçları yeterince karşılanmamaktadır.
Ergenler ve yetişkinler üzerinde
yapılan çalışmalar güvenli bağlanan kişilerin daha az olumsuz duygu ve
davranışlar sergilediklerini, diğer kişiler ile daha güçlü ilişkiler
kurduklarını ve diğer bireylerin sorunlarına daha fazla duyarlı oldukları
bulunmuştur. Tam tersi olan güvensiz bağlanan kişiler de ise daha az pozitif
duygu deneyimledikleri; anksiyete ve depresyon gibi duyguları dengelemekte
başarısız oldukları söylenebilir. Bağlanma stilleri ile duyguları aktarabilme
ve dengeleyebilme arasında yakın ilişki olduğu görülmektedir. Geç ergenlik
dönemindeki bireyler üzerinde yapılan bir araştırma da güvenli bağlanma
geliştirmiş olanların, daha empatik ve daha sosyal davrandıkları, daha fazla
olumlu duygu aktarabildikleri görülmektedir ( Batıgün ve Büyükşahin, 2008 ).
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Hoşçakalın,sağlıcakla kalın...
YORUMLAR