Herkese merhabalar,
Bildiğimiz üzere çocuk eğitirken, büyütürken,
ona birşeyler öğretirken ödül ve ceza yöntemlerine başvururuz. Bir ödül
karşısında çocuktan beklediğimiz şeyi yapmasını ister, yaptığında da sevinip
onu ödüllendiririz. Çocuktan beklemediğimiz bir davranış karşısında da o kötü
davranışı, beklemediğimiz o davranışı ortadan kaldırmak ve bir daha görmemek
için çocuğa ceza veririz. Örneğin “Bir daha bunu yaparsan oyun oynayamazsın”
gibi cezalar veya “Bunu bir daha yaparsan seni sevmeyeceğim” gibi cezalar. Bu
iki cümleyi karşılaştırdığımız zaman aslında cezaların çeşitlendiğini görürüz.
Ancak bu noktada dikkat çekilmesi gereken esas konu çocuğun sevgiden mahrum
edilmesidir. Bu bir ceza değildir ne yazık ki. Bir çocuğun en büyük
ihtiyaçlarından birisi “Sevgi”dir. Bir çocuk en çok anne ve babası tarafından
sevilmek ister. Annesinin onu öpmesini, sarılmasını, başını okşamasını, “Seni
seviyorum” demesini bekler. Beklemekten ziyade tüm bunlar onun ihtiyacıdır ve
bir çocuğu tam bu noktalardan cezalandırırsak onu ihtiyaçlarından mahrum etmiş
oluruz. Bu ihtiyacı temel ihtiyaçlarımız gibi düşünebiliriz. Örneğin yemek
yeme,uyku vs. ihtiyaçlar gibi düşünebiliriz. Bir çocuğu yemek yeme ihtiyacından
mahrum edersek çocuk ölür. Aynı şekilde sevgi ihtiyacı için de geçerlidir. Bir
çocuğu sevgi ile cezalandıramayız. Bir çocuğu sevgiden mahrum etme korkusu ile
cezalandıramayız. Eğer biz bir çocuğu bu şekilde cezalandırırsak çocuk ölür.
Yani tüm bunlardan şu sonucu çıkarabiliriz. Bir çocuğu isteklerinden mahrum
edebiliriz ancak ihtiyaçlarından mahrum edemeyiz. Çocuğun isteklerini
gerçekleştirmek konusunda kısıtlamalar yapılabilir ancak dediğimiz gibi bir
çocuğu “Seni sevmeyeceğim” şeklinde cezalandırmak doğru değildir. O yüzden anne
ve babalar çocuk eğitirken, büyütürken, gelişimine katkı koymak isterken onu
“Sevgi”den mahrum etmeyerek, ne olursa olsun çocuğunuzu sevdiğinizi ona
hissettirerek katkı koymalısınız. Elbette çocuğun yaptığı kötü davranışlar
karşısında ona bunu söyleyerek öğretmek gerekir ancak bu öğretmeyi yaparken bir
yandan çocuğa şu mesajı vermek gerekir: “Bu hatandan dolayı üzüldüm, bu
yaptığını doğru bulmadım ama yine de seni seviyorum”. Verdiğimiz mesaj bu
şekilde olursa hem çocuğun davranışının değişmesi daha kolay olur, hem çocuk
sevilmeme korkusuna kapılmaz, hem de çocuğun davranışını kalıcı olarak daha çok
değiştirebilme fırsatı sunar. Anne ve babalar çocuklarınızı sevin, başını
okşayın, öpün, sarılın, onu sevdiğinizi dile getirin. Sevgi ile büyüyen
çocuklar yetişsin.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Hoşçakalın, sağlıcakla kalın.
Psikolog Sevdenur Yıldırım
YORUMLAR