Herkese
merhabalar,
Bugün sizleri
geçen hafta bahsettiğim kaygılı kişiliklere sahip bireylere yaklaşırken neleri
yapmamız gerektiği konusunda bilgilendirmek istiyorum.
1-Neler yapılmalı?
A)
Güvenilir
olduğunuzu gösterin.
Kaygılı kişiliğe
sahip olan bireyler için hayat, her parçası hizmet dışı kalma ve arızalanma
tehlikesi gösteren bir makine gibidir. Bu kişiliğe sahip insanları arızanın
sizden kaynaklanmayacağına inandırırsanız o kişi kaygılarını size daha az yansıtacaktır.
Bu da kaygılı kişiliğe sahip birey ile aranızın daha iyi olmasını
sağlayacaktır. Bunları ona göstermek için küçük ayrıntılara dikkat edilebilir.
Örneğin söylediğiniz saatte gelin, kendinizi ileriyi gören birisi olarak
gösterin. Bu çok ta kolay bir şey değildir. Kaygılı kişiliğe sahip bireyler
zaman zaman çok ağırkanlı olurlar ve bizim içimizde beklediğinin tam tersini
yapma isteğini uyandırırlar.
B) Geniş ve hoşgörülü olmasına yardımcı
olun
Terapiste başvuran
bir danışan kaygı bozukluğuna sahiptir. Kaygı bozukluğuna sahip bireyler
genellikle düşündüklerini arka arkaya anlatırlar. Örneğin bir danışan şunları
söyleyebilir: “Bugün akşam yemeğe misafirlerimiz gelecek. Tavuğun fazla
pişmesinden, davetliler arasında kavga çıkmasından, eşimin fazla içki
içmesinden korkuyorum.” Bu noktada terapist tüm olumsuz durumların
olabilirliklerini, muhtemel sonuçlarını gözler önüne serecektir. “Anlaşıldı.
Öyleyse tavuk fazla pişerse ne olacağına bakalım” diyecektir. Bu şekilde hasta
hayalinde çok pişmiş tavuğun tüm felaket senaryolarıyla yüzleşecektir. Bu
konuda düşünce seviyesinde az kaygıya sahip olmaya alışacaktır. Hasta yavaş
yavaş tavuğun çok pişmesi olayını sonuçlarını kıyaslayarak düşünecek ve durumu
trajikleştirmeyecektir. Diğer kaygı ettiği durumlara baktığımız da davetliler
arasında tartışma çıkması durumunda terapist tarafından danışanına her şeyi
kontrol etmenin mümkün olmadığı, herhangi bir sıkıntı olursa buna üzülmesinin
doğal olduğunu ancak bunun felaket olduğu anlamına gelmemesi konusunda yardımcı
olacaktır. Bu bahsettiğim durum terapi sırasında terapist ve danışan arasındaki
güvenli bağının oluşması sonucunda yapılır. Ancak günlük hayata baktığımız da
ve basit olaylar karşısında siz yanınızda kaygılı bir kişi var ise, terler
içinde otobüsü kaçıracağından endişeli ise ona şöyle söyleyin: “Evet treni
kaçırdığını düşünelim ama bu o kadar da önemli mi? Ne yapabiliriz ki?” şeklinde
yaklaşarak onun gecikmenin gerçek sonuçları ve değişik çözümler üzerinde
düşünmesini sağlayarak kaygısını azaltmasına yardımcı olursunuz.
C)İnce mizah kullanın
Kaygılı kişiliğe
sahip bireyler sinirlidirler. Hele ki bu kişiler anne ve babalar ise sürekli
çocuklarına “Dikkat etmesini” söylerler. Bu şekilde çocukları bıktırırlar. Buna
karşında genellikle çocuklardan alaylı cevap alırlar. Alaylı cevap karşısında
daha da sinirlenip, kaygılanabilirler. O yüzden onlara daha ince mizah
kullanarak yaklaşmanız faydalı olacaktır.
D)Doktora görünmesi için onu teşvik
edin
Günümüzde kaygılı
kişililere yardımcı olmak için bir sürü yöntem vardır. Özellikle gevşeme
egzersizleri uzmanlar tarafından önerilen ve çok yararlı olan tekniklerdir.
Bunun dışında bilişsel tedavilerinde çok faydası vardır. Terapi sürecinde
danışan 3 süreçten geçer. Bunlardan ilki kaygıya sebep olan düşüncelerin neler
olduğunun anlaşılması. İkincisi istem dışı ortaya çıkan kaygılı düşüncesine
alternatif bir iç söylem geliştirmesi (burada her şey çok iyi gidiyor gibi
söylemden bahsedilmemektedir). Üçüncü olarak ta kaygılı kişinin temel
inanışlarını tekrar gözden geçirmek amacı ile bunları tartışmaya açmaktır.
Terapist sokratik sorgulama yöntemi ile hastanın inanışlarını yeniden gözden
geçirmesine yardımcı olur. Bu yüzden uzmana gitmesi konusunda teşvik
edilebilir.
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Hoşçakalın, sağlıcakla
kalın.
YORUMLAR