Ülke olarak gerçekten hem ekonomik hem de sosyal anlamda çok zor
günlerden geçiyoruz. Siz bakmayın Maliye Bakanı Denktaş’la ortağı Özgürgün’ün
“Denk bütçe yaptık” diye böbürlenmesine, ülke tam bir yangın yeri. Bu beyler belli ki
başlarını deve kuşu misali kuma gömüp ülke gerçeklerini görmezden gelmeye
çalışıyor. Yeni Bakış vatandaşın içinde bulunduğu durumu sürekli gündeme
getirip belki yönetenler bunları biraz dikkate alır ve vatandaşı için bir şeyler
yapar diye gayret göstermekte, ancak
duruma bakınca bunların nafile olduğu ortaya çıkmakta.
***
Günden güne açlık sınırının biraz daha altına itilen halk,
yaşadıklarını en açık şekilde dillendirip hükümete çağrı yapmakta. Ancak
vatandaşın derdine çare olması gerekenler hem kendi hem de yandaş ve
yardakçılarının ceplerini doldurmaktan öte vatandaş için tek bir adım bile
atmamakta kararlı. Bu yetmezmiş gibi her gün yalan yanlış açıklamalarıyla da
halkı adeta “Enayi” yerine koymaya çalışıyorlar. Ülke ekonomisi gelinen aşamada
yerlerde sürünmekte. Öyle bir noktaya geldik ki adeta anne ve babalar
çocuklarına harçlık bile verirken zorlanmakta. Bu gidiş gerçekten ne ülke ne de
insanımız adına iyi bir gidiş değil.
****
2017 itibarıyla UBP ve DP tarafından karaya oturtulan ülke
ekonomisinin 2018’e yansımalarının bu yıldan daha kötü olacağı açık ve net
olarak görülmekte. Bu yıl zar zor özel okullarda çocuk okutan vatandaşların en
az yüzde 30’u 2018’de çocuklarını bu okullardan çekmek zorunda kalacak. Bunun
da yansıması hem o minik yüreklere hem de ailelerine deyim yerindeyse
pskolojik travmaların en ağırını yaşatacak. Hiçbir ana veya baba çocuklarının
alışkanlıklarından vazgeçip hayal kırıklığı yaşamasını istemez. Kıbrıs Türkü
aile kavramına son derece önem veren bir halktır. İnsanımız için çocuğu
canından daha değerli ve uğruna ölebileceği kutsal bir varlıktır. Gece gündüz
demeden sırf evlatlarına daha iyi bir yaşam sunmak için dövünen insanımız bunu
hak etmiyor.
***
Bugün ülkeyi yönettiğini iddia ederken hiçbirşeyi başarabilecek
kapasitesi olmayan bu insanların kendi halkına reva gördükleri yaşam standardı
herhalde Zulu kabilesindeki yaşamla denk bir standarttadır. İktidara
geldikleri günden itibaren tek bir olumlu icraat ve halk yararına uğraşta
bulunmayanlar, çok kısa bir süre sonra ülkenin gerçek sahiplerine hesap vermek
durumunda kalacaklar. Sandıkta başlarına ne geleceğini çok çok iyi bilenlerin
bugün yaşadığı panik ve endişenin esas nedeni budur. Bu saatten sonra ne kadar
yırtınıp paralansalar ve arka arkaya algı operasyonu niteliğindeki anketleri
halka yedirmeye çalışsalar da , bu sahsiyetlerin bir çoğunun sandıktan
çıkamayacağı aşikardır. Ülke insanının yıllardır yediği kazıklar sonucu artık
gözü açılmış ve bir daha bu alicengiz oyunlarına gelmeyeceği ortadadır.
Seçim yasaklarının ilanının ardından yine bu efendilerin beslediği “Havuz medya” her seçim olduğu gibi ortaya çıkıp halkın beynine abuk subuk bilgiler pompalamaya çalışacak. Ancak, dün medya ve para gücüne karşın sandığa başbakan olarak gidip,ertesi sabah sıradan vatandaş olarak evine dönmek zorunda kalan; İrsen Küçük operasyonunu kimse unutmasın. Küçük’ü, sırça köşklerde gözünü boyayan şakşakçılar ve klavye kahramanları yarın da onun soyundan gelenleri sandığa gömülmekten kurtaramayacak.
YORUMLAR